Psikolium

Loading

Çocukluk Döneminde Korkular

Korkular, üzüntü mutluluk ve heyecan gibi olağan ve doğal bir duygudur. Görünen ya da görünmeyen herhangi bir tehlike durumunda tüm canlıların doğal bir kendini koruma mekanizması sağlamaktadır. Korku, içinde bulunulan tehlikeli duruma uygun tepki verilmesini sağlar. Korkuların başlangıcı çok erken yaşlardan itibaren ortaya çıkmaktadır. Çocukluk korkularının büyük bir kısmı gelişim sürecinin doğal bir parçasıdır. Bu korkular çocuğun yaşına ve gelişim dönemine göre farklılık gösterebilmektedir. Çocuğun bu korkular ile baş etmesini öğrenmesi, gelişim süreci için oldukça önemlidir. Bazı korkular durumsal da olabilmektedir, çocuk daha bebeklikten itibaren etrafını izlediğinden ailesinin bir korkuyu yaşadığını gördüğünde bunu onlardan öğrenebilmektedir. Çocukların yaşadığı korkular süreçler içinde farklılaşabilmektedir.

Bir çocuğun, ne zaman ve niçin korkacağını belirlemek oldukça zordur. Korkunun oluşumu, içerisinde bulunan çevreye, uyarının şiddetine, geçmişteki yaşantılara, o andaki psikolojik ve fizyolojik duruma bağlı olarak değişmektedir. Çocukların korkmasında etkili ve yaşa bağlı olan pek çok değişken mevcuttur. Korku yaşamın ilk yıllarında daha çok görülmektedir ancak çocukların öğrendikleri çoğaldıkça, bilinmezlikleri bilinir kıldıkça korkularda azalma görülmektedir.

Çocuğun gelişim dönemlerine özgü oluşan korkular vardır. 0-1,5 yaş arasında ani ses, gürültü ve yabancılardan korku sıklıkla görülmekte ve doğal karşılanmaktadır. Yabancı korkusu 6 yaşından sonra da devam ediyorsa psikolojik bir sorun olarak ele alınması gerekebilir.1,5-3 yaş arasında köpek vs. gibi hayvan korkuları, gök gürültüsü, elektrik süpürgesi sesi gibi kuvvetli seslerden korkma ve yalnız yatmaktan korkma sıklıkla karşımıza çıkmakta ve normal kabul edilmektedir. 3-4 yaşlarından itibaren karanlık, hırsız, dilenci, öcü korkuları sıklıkla görülür. Tuvalet eğitiminin yapıldığı bu dönemde çocuğun vücudundan bir şey kopma, ayrılma duygusu ayrı bir korkma tepkisi oluşturabilir. Ortalama 5 yaşa kadar soyut korkular ön planda iken, bu yaştan sonra gelişimin bir parçası olarak köpekten korkma, böceklerden korkma, düşüp yaralanmaktan korkma, bir yerinin kanamasından korkma, suda boğulmaktan korkma gibi somut korkular öne çıkar. İlk 6 yaşta anne babadan ayrılma korkusu sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Bu dönemde ailelerin uslu durmazsan seni bırakırım, yemeğini yemezsen seni dilenciye veririm gibi yaklaşımları ağır psikolojik sorunlara sebebiyet verebilir. 5-6 yaşlarından itibaren izledikleri filmlerin de etkisiyle hayalet, hortlak, cadı korkuları yoğunluk kazanabilir. Bu sebeple bazen odalarında yalnız başlarına uyumak istemeyebilirler. Çocukların en büyük korkuları anne babadan ayrı düşmek, ortalıkta kalmak düşüncesidir. Bununla beraber çocukların en az %90’ı gelişimlerinin herhangi bir döneminde gerçekçi olmayan korkular gösterebilmektedir. Bunu doğal karşılamak gerekmektedir. Çocuklar çevrelerini tanıdıkça, beden ve zihinsel güçleri geliştikçe korkuları azalacaktır. Her yaş döneminin kendine özel korkuları olduğu ve zamanla bu korkuların kendiliğinden kaybolması gerektiği aileler tarafından bilinmelidir.

Korkular Karşısında Anne-Baba Tutumları Nasıl Olmalıdır?

Çocukluk korkuları ailelerin oldukça dikkat etmeleri gereken süreçlerdir. Aileler korku karşısında nasıl tepki vereceklerinden emin olamayabilirler. Kimi aileler çocuklarının korkularını yok sayarak, kimileri mizahı kullanarak (korku ile alay ederek), kimileri ise çok uzun ve mantıklı açıklamalar yaparak çocuğun korkularını yenmesine yardımcı olmaya çalışmaktadır. Çocuk korkularıyla baş edilirken çocukta korkma eyleminin uzamasını ve çocuk üzerindeki negatif etkilerini önlemek için öncelikle korkunun sebebi araştırılmalı ve bu sebepler yok edilmelidir.

Çocuk korktuğunda sabırlı davranılmalı, çocuğun yaşadığı durumu anlamasına fırsat verilmeli, korkularını yenmesi için süre tanınmalı, çocukların korkuları yok sayılmamalı, asla küçümsenmemeli ve alay konusu haline getirilmemelidir. Çocuğun korkuları karşısında anne-babanın tepkileri çocuğun tutumlarını belirler. Anne babanın korku yaratan durum karşısında sakin kalıp, çocuklarına güven vermeleri sonucunda çocuk da korkuyla baş etmeyi öğrenir. Korku anında anne-babanın ilk önce çocuğun yaşadığı duyguyu anlaması önemlidir. "Ne var canım korkacak bak odandasın" demek yerine onu neyin korkuttuğunu anlatmasına izin vermek, korku halini sizinle paylaşmasına olanak tanıma sonra da onu sakinleştirmek ve güven vermek önemlidir. "Annen ve baban burada, yanında, sana bir şey olmasına izin vermezler. "Çocukların korkularını anlatmalarına izin vermek, korku ile baş etmede ilk adımdır. Paylaşılan, kelimelere dökülen duygular daha kolay baş edilebilir hale gelirler. Çünkü konuşulmayan, anlaşılmayan ve gizli kalan şeyler aslında bizi tedirgin eder. Bazı çocuklar konuşmaya ve anlatmaya daha isteklidirler. Bu çocuklar kendilerini korkutan durum ile ilgili konuşmakta zorlanmazlar. Anne babanın bu durumda işi daha kolaydır, iyi bir dinleyici olup, anlatılanları dinlemek, çocuğun kendini anlatmasına fırsat vermek yeterlidir. Korku ile baş etmeyi zorlaştıran iki tutumdan biri korkuyu yok saymak diğeri ise çocuğun ne hissettiğini dinlemede, anlamaya çalışmadan hemen onu sakinleştirme yoluna gitmektir. İki durum da çocuğun kendisini anlatmasına, anlaşılmasına fırsat tanımaz.

Çocuk korkularını konuşmaya hazır olduğunda onunla açık bir dille konuşulmalı, korktuğu şeyin ne olduğunu tanımlamasına yardımcı olunmalı ve yaşanan duruma yavaş yavaş alışması sağlanmalıdır. Çocukla fiziksel temasa geçmek çocuğun korkusunu yenmesine yardımcı olacaktır. Çocuğun arkadaş grubuna girmesi ve özgüven duygusu geliştirmesi sağlanmalıdır. Çocuğa korku dolu masallar anlatılmamalı, korkulu filmler izletilmemelidir. Korku asla bir disiplin aracı olarak kullanılmamalıdır. Korkunun uzadığı durumlarda olumsuz etkilerini önlemek için bir an önce uzman yardımıyla korkunun nedenleri araştırılmalı ve psikolojik destek verilmelidir.

Uzman Klinik Psikolog Büşra Ceylan

Whatsapp Danışma
Web Tasarım | Eskişehir Web Tasarım