Psikolium

Loading

Evde Karne Krizi Yaşanmaması İçin Ebeveyn Tutumları

Evde Karne Krizi Yaşanmaması İçin Ebeveyn Tutumları Neler Olmalı?

Sevgili anne ve babalar 2015-2016 Eğitim-öğretim yılının ilk dönemini çocuğunuz ile birlikte bitirmiş bulunmaktasınız. Evet,  belki de bu ilk dönem hem sizin hem de çocuğunuz için zorlu ve çetin geçmiş olabilir. Ödevler, sınavlar derken heyecanla beklenen yarıyıl tatili gelmiş ve çocuğunuz çabalarının karşılığı olan karnesiyle birlikte evin yolunu tutmuştur. 

Fakat bu karne, hem siz hem de çocuğunuz açısından beklentilerin çok altında olabilir. İçerisinde kırık notlar, düzeltilmesi ya da geliştirilmesi gereken davranışlarla ilgili öneriler olabilir ve bu karne, evde istenmeyen bir takım kurallara, yasaklara hatta krize sebep olabilir. Çocuklar karnelerindeki zayıflar nedeniyle endişe duymaktan çok karnedeki başarısızlığa ailesinin vereceği tepki nedeniyle kaygılanırlar. Karnedeki duruma bakarak çocuğu değerlendirmek ve bir yargıya varmak anne-babaları yanlış noktalara taşıyabilir. Karnede zayıf gelmesi sebebiyle endişeli olan çocuklarda kaygıyı gidermek yerine daha fazla tepki göstermek korku ve kaygıyı pekiştirir. Karne bir sonuçtur ancak önemli olan sonuca giden yolu ya da süreci iyi değerlendirmek gerekir. Çocuklardan her alanda başarılı olmasını beklenebilir. Karnedeki kırık notları onun tamamen başarısız bir kişi olduğunu değil sadece o dersle ilgili problemi olduğunu gösterir. Gerçek şu ki not ve karne her şey değildir.  Başarısız olduklarında nedenlerini araştırmak yerine tehdit ederek, bağırıp çağırarak veya döverek cezalandırmak çocuğu başarılı kılmaz aksine bu tarz yaklaşımlar çocuklarda bir takım psikolojik rahatsızlıklara, davranış sorunlarına neden olabilir. Peki, bu durumda ebeveyn tutumları neler olmalıdır? 

 Bunlar:

  1.  Ebeveynler, çocuğunu iyi tanımaya çalışarak başarısızlık nedenlerini araştırmalıdır.
  2. Çocuğun başkalarından farklı olan yetenek ve özelliklerinin belirlenerek su yüzüne çıkarılması ve buna bağlı olarak ondaki güven duygusunun pekiştirilmesi gerekir.
  3. Çocuğu, başka çocuklarla kıyaslamak yerine, onun çabaları ve başarıları takdir edilmelidir.
  4.  Anne- babalar çocuklara ilgi ve sevgiyle yaklaşıp onların düşünceleri ve duygularını rahatlıkla dile getirebilmeleri için etkin birer dinleyici olmalıdırlar.
  5. Anne-babaların beklentisi çocuklarının yetenekleriyle, bireysel kapasiteleriyle doğru orantıda olması gerekir. Yüksek beklentide çocuğun cesareti kırılır ve anne-babasını hayal kırıklığına uğratmaktan korkar. Düşük beklenti karşısında ise çocuk kendini zorlamaz. Çünkü zaten annesi ve babası ondan başarı beklememektedir.
  6.  Anne-babalar çocuğun duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını yeterince sağlamalı, sorumluluk duygusunun gelişmesini desteklemelidirler.
  7. Karnedeki başarının çocuğun doğrudan zekâ durumunun göstergesi olmadığı, unutulmamalıdır.
  8. Ebeveynler çocuklarıyla beraber akademik hedefler belirlemeli ve bu hedeflere ulaşmada bir çalışma planı oluşturmalıdır.
  9. Çocuklarıyla veya kendileriyle ilgili bir sorun tespit ettiklerinde soruna yönelik tedbir ve yardım almalıdırlar.
  10.  Öğretmenleriyle diyalog halinde bulunmalıdırlar.

Unutulmamalıdır ki öğrenme, öğrenciler için olduğu kadar anne-babalar içinde bir süreçtir. Bu süreç içinde çocukları özgüvenli, geleceğe umutla bakan, sorumluluk sahibi ve sevgi dolu bireyler olarak yetiştirmek siz anne-babaların elindedir. Sorun odaklı değil çözüm odaklı ebeveynler olunması dileğiyle.                                                     

 

   Emine Seda ÖZ USLU

  Uzm. Psikolojik Danışman

Whatsapp Danışma
Web Tasarım | Eskişehir Web Tasarım