Psikolium

Loading

Yetişkinlerde Onay Alma İhtiyacı

Onaylanmak, takdir görmek, fark edilmek, övülmek her yaş grubundan insanın ihtiyacıdır. Var olduğunun, yaşadığının, fark edildiğinin ve önemsendiğinin kanıtı niteliğindedir. Yeni bir şey öğrendiğimizde paylaşmak için, yeni bir kıyafet giydiğimizde, saçımızı farklı yaptığımızda çevremizdekilerinde bizim gibi gözleri parlasın, içten bir şekilde gülsünler isteriz. “Üstündeki yeni mi, çok yakışmış”, “çok iyi iş çıkarmışsın, tebrik ederim”… Bu tarz cümleler duyduktan sonra günümüz çok iyi geçer, yaptığımız işte motivasyonumuz artar, özgüvenimiz artar, kendimizle gurur duyarız.

   Onaylanma ve fark edilme her bireyin ihtiyacı demiştim, ancak ihtiyaç düzeyi herkes için aynı değildir. Bir çoğumuz için “üstündeki hoşmuş”, “güzel olmuş” gibi ifadeler yeterli olurken, bazı insanlar için geçiştirme niteliğindedir. Beklentilerini karşılamaya yetmeyen bu cümleler, bireylere “eleştiri”, “ima” niteliğindedir. Algılanan eleştiri ve imalara tepki olarak kabuğuna çekilme, küsme, darılma, saldırganlık, pasif agresif davranışlar ve yoğun öfke görülebilir.

   Onaylanma ihtiyacını bireylerde farklı kılan çocukluk dönemi yaşantılarıdır. Çocukluk döneminde anne- baba- öğretmen üçgeninde çocuk anlayış, fark edilmeyi, şefkat görmeyi, takdir görmeyi ve sevgi bekler. Anne- baba- öğretmenden gelen övgüler, takdirler, aferinler çocuğun özgüveninin gelişmesine yardımcı olur. Sevilmemekle veya terk edilmekle tehdit edilmek, yapılan hatalardan sonra alınan cezalar, bazen nedenini bilinmeden/açıklanmadan alınan cezalar, toplum içinde eleştirilmek çocuklarda korku ve utanç duygularının yaşanmasına neden olur.  Korku ve utanç duyguları büyür, bireyler kendileri hakkında olumsuz düşünceler (sevilmiyorum, değersizim, beceriksizim, aptalım, beğenilmem vb.) geliştirir ve onlara inanırlar. Onay almaya hassasiyetleri birinin bu inançları değiştirmesini istedikleri içindir. Onay cümleleri coşku halinde onayını belli etmezse olumsuz olarak değerlendirme eğiliminde olunur. Olumsuza odaklı ve onay görme konusunda hassas olan bireylerde özgüven eksikliği, içe kapanma veya dışarıya göstermemek için aşırı özgüvenli ve bağımsız olabilirler. Ayrıca yetişkinlik dönemlerinde kaygı bozuklukları, depresyon, hiçlik duygusu, mutsuzluk, boşluk duygusu, umutsuzluk, bağımlılık ve mükemmeliyetçilik yaşamaları olasıdır.

   Her bireyde onay ihtiyacı aynı olmadığı gibi geliştirdikleri davranış kalıpları da aynı değildir. Onay alma ihtiyacı bazen fazla sorumluluk almak, mükemmeliyetçilik, sosyal medya kullanımında başkalarının beğenilerini fazlaca önemseme ve hesaplama, fedakarlık, hayır diyememek gibi davranış kalıplarıyla karşımıza çıkarken, bazen dürtüsel davranışlarla kendini gösterebilir (sigara- alkol- madde kullanımı, aşırı yemek yeme veya abur cubur tüketimi, alışveriş bağımlılığı, öfke patlamaları vs.).

   Kısaca; onaylanma ihtiyacı her yaştan bireyin temel duygusal ihtiyaçlarındandır ve bu ihtiyacın düzeyini belirleyen ise çocukluk yaşantılarıdır. Eleştiriye tahammülü çok az olan, kendisinin bir türlü değerli olduğuna inanmayan, gelen iltifatlardan ve onaylardan tatmin olmakta zorlanan bireylerin çocukluk yaşantılarında genellikle onay, sevgi, ilgi, şefkat, kabul ve onay ihtiyaçlarının yeteri kadar karşılanmamış olduğunu görülmektedir. Karşılanmamış ya da yetersiz kalmış bu ihtiyaçlar kaygı bozuklukları, depresyon ve korku olarak kendini gösterir. Korku, kaygı ve depresyonun üstesinden gelinse bile temeldeki hisler ve inançlar değişmediği için daha başka belirtilerin ortaya çıkması olasıdır. Sorunun temelinin birey tarafından fark edilmesi ve kişiye uygun bir yol haritası belirlenmesi için en sağlıklı ve doğru tedavi yöntem psikoterapidir.

Whatsapp Danışma
Web Tasarım | Eskişehir Web Tasarım