Psikolog şapkamı çıkarttığımda aşk hakkında daha romantik yazabilirim. Kahramanlardan, külkedilerinden bahsedebilirim. Ama bu yazımda bir psikolog gözüyle aşkı değerlendirmek istiyorum izninizle.
Aşık olmak ingilizceden çevirdiğimizde ‘aşka düşmek’ olarak çevrilebilir. Bakıldığında doğrudur da, düşmek pasif bir eylemdir ve aşk kaçınılmaz olana teslim olmaktır. Aşkı arayan pek çok kişi daha aşık olma aşamasında bocalar çünkü kendini bırakmaz. Bulmak konusunda acelecidir ama bırakmadıkça asla bulamaz. Bir kişi aşkı ancak aşkın onu tesadüfen bulmasına izin verdiğinde bulabilir.
Aslında iki insan için aşık olmak çok basittir ama biz insanlar bunu karmaşık hale getirmekteyiz. İşte bu yazımda amacım bunu nasıl başardığımızı size göstermek…
Ben danışmanlık yaparken bir ilişki ve kişilik kuramı olan ',Transaksiyonel Analiz' bana ışık tutuyor. İlginizi çekerse ‘Yaşamımıza Bulaşan Çocukluk Kararlarımız’ ve ‘Yaşam Enerjimize Sahip Çıkmak Adına’ adlı yazılarımı okuyabilirsiniz.
Kısaca değinmek gerekirse biz çocukken anne babamızdan aldığımız kabul mesajları, ihtiyaçlarımızın giderilip giderilmemesi doğrultusunda kendimiz, başkaları ve hayat hakkında farkında olmadan bazı kararlar alıyoruz. Bu doğrultuda da yaşam senaryomuzu oluşturuyor ve buna uygun ilişkiler kurarak bu aldığımız kararı onaylatmaya çalışıyoruz.
Bu kurama göre iki kişinin yaşam senaryoları birbirini tamamladığında aşık oluyoruz. İlişkilerde temelde 3 ana rol var, ya ‘Kurban’, ya ‘Kurtarıcı’ ya da ‘Suçlayıcı’ rolündeyiz. Bunu televizyondaki dizilerde de çok net olarak görebiliriniz. Eğer siz ‘Kurban’ rolündeyseniz gidip ya bir ‘Kurtarıcı’ya ya da ‘Suçlayıcı’ya aşık olursunuz. Eğer ‘Uyumlu Çocuk’ olarak hayatınızı geçiriyorsanız gidip eleştirel dominant bir karaktere aşık olmanız kaçınılmaz!
Eğer siz çocukken yeterince onay görmeden, ihtiyaçlarınız giderilmeden büyüdüyseniz, yaşamı algılayışınız ‘Kurban’ rolünden olabilir. Gidip bir Suçlayıcı’ya aşık olabilirsiniz. 'Kurban' ile 'Suçlayıcı' birbirini çeker çünkü birbirlerine geçmişten bildik, tanıdık bir duyguyu verirler ve birbirlerini anlarlar. Tanıdık olana gitmek her zaman güvenlidir çünkü sonucun ne olacağını biliriz.
Aile içi şiddet yaşanan evlerde kadın çoğunlukla kocasını ne kadar sevdiğini anlatır. Bu durum sizi şaşırtmasın. Böyle bir evlilikte bir ‘Kurban’ bir ‘Suçlayıcı’ vardır, birbirlerini anladıklarını düşünürler, senaryoları birbirini tamamlar da.
Diğer taraftan bir ilişki yaşarken aramızda bir bağ oluşur. Bu bağ oluştuğunda aramızdaki sınırlar daha belirsiz olmaya başlar. Bu iki kişinin kendiyle ilgili algısı gittikçe diğeriyle birleşmeye ve karışmaya başlar. Aşık kişiler 'Aramızda özel bir bağ var’ diyorlarsa bilin ki vardır!'
İlişkinin ilk dönemlerinde balayı dönemi yaşanır. İşte bu aşk dediğimiz romantik ve başka hiçbir şeyi gözümüzün görmediği dönemdir. Bu dönemde kişiler benzerliklerinin altını çizip farklılıkları yok sayarlar. Hoşlarına gitmeyen bir şey yaşanırsa ‘Bunu daha sonra hallederiz’ diye ertelerler. Bu balayı dönemi genellikle 6-18 ay kadar yaşanır ve sonunda iyi ve kalıcı bir bağ oluşur. Bundan sonra romantik aşk dönemi biter ve kişiler daha gerçek bir ilişki yaşamaya başlarlar. Aşk vardır çünkü kişiler arasındaki bağı kurmaya yarar. Ama romantik aşk dediğimiz şey ne yazık ki geçici bir şeydir.
Her anne baba çocuğunu büyütürken bazı hatalar yapar. Ve her çocuk büyürken biraz örselenir. Bu şu demektir; büyürken hepimizin karşılanmayan bazı ihtiyaçları olmuştur.
Bunu anlamak için kendinize şu soruyu sorabilirsiniz:
'Anne babamdan isteyip de hiçbir zaman sahip olamadığım neydi?'
Genelde cevap anlayış, cesaretlendirme, zaman, sevgi, orda olmak, destek, beni dinlemeleri tarzı bir şeylerdir. Bu soru evlendiğimiz kişiyi neden seçtiğimizi anlamak için kritik bir sorudur.
Bazen kadınların ya da erkeklerin ‘Babam/annem gibi bir erkekle / kadınla asla evlenmeyeceğim’ dediklerini duyarız. Bunun psikolojik yorumu ‘Onun gibi ihtiyacımı gidermeyen biriyle asla evlenemeyeceğim’ demektir.
Yaşamda ilerlerken herkes çocukken karşılanamayan ihtiyacını karşılayan biri ya da birileriyle karşılaşır. Siz de büyük ihtimal size ilgi gösteren, cesaretlendiren, duygularını direkt ifade eden bir kişiye aşık oldunuz!
Fakat durumu anlaşılması güç kılan şudur ki, bu sevgi dolu ve tutkulu adam romantik aşk dönemi bittiğinde bir anda durur ya da şefkatli kadın bir anda sürekli onu eleştirmeye başlar. Evlilik hikayelerinde pek çok zaman duyduğumuz şudur: 'Başlangıçta annemden çok farklıydı, ama en sonunda annem gibi oldu'.
Hepimizin içinde birbirine zıt iki yan vardır. Annemize benzemediğini düşündüğümüz bir kişiye aşık oluruz ama annemize benzer bir kişiyle sonlanırız. Çözülmesi zor varlıklarız. Ama aşk denen şey budur. Bazıları senaryoları tuttuğu için, bazıları aralarında kurulan bağdan dolayı, bazıları da sonunda ihtiyaçlarını karşılayan birini bulduğu kandırmacasından dolayı aşık olur!
Sonuç olarak, hayalinin aksine insanlar özde doyuramadığı ihtiyacını karşılayamayan insanlarla evlenirler. Biz yaşam senaryomuzun izin verdiği kimselere aşık oluruz. Böylece psikolojik oyunlar oynar ve bu sayede geçmişte doyurulamayan ihtiyaçlarımıza aç kalırız.
Genellikle kimse yaşam senaryosuna zıt olan, kendini daha sağlıklı bir pozisyona taşıyacak birine aşık olmaz.
O zaman kural şu, aşık olduğunla değil, mantığını dinleyerek evlen.
Peki böyle bir hayatı herkes tercih eder mi?
Yaşam senaryosu dediğimiz şey gerçekten büyük bir psikolojik güç ve bunun tamamen dışına çıkmak gerçekten zor. İnsanlar genellikle benzer davranışları tekrar tekrar göstermeye eğilimlidirler. İyi ve sağlıklı örnekler gibi kendimize zarar veren örnekleri de tekrarlamaya eğilimliyiz ve bu örnekler hepimizin daha çok ilgisini çekiyor. Pek çok kişi aynı tarz ilişkileri tekrar tekrar hayatına çekiyor. Bir danışanım şöyle demişti:
'Çıktığım her erkek ya alkolik, ya madde bağımlısı, ya sosyopat, ya yalancı, ya sahtekar, ya hırsız... Saymadığım arıza tip kaldı mı?'
Bir kişi neden böyle bir şey yapar ki? İlk tecrübesinden sonra bir daha asla yapmayacağını düşünebilirsiniz ama biz insanlarda olan bu değil maalesef. Bazen kişiler sağlıklı olana kaymaya ve kendine zarar verici örneklerden çıkmaya çalışırlar ama başkaları birdenbire hayatlarına girip onları yeniden sağlıksız yöne çekmeye teşvik eder.
Kesinlikle söylenmesi gereken şu ki aşk insanları çok rahatsız ilişkilere sürükleyip orda tutabilir. O yüzden çevrenizde bildiğiniz ve ‘Benim tipim değil’ diye karar verdiğiniz kimselere bir kere daha bakın. Eğer denk gelir de onlarla çıkarsanız onlara asla aşık olamayacağınızı bilirsiniz. Elektrik ya da çekim denen şey yoktur! Bu insanlar kötü, tehlikeli ve ahlaksız mıdırlar yoksa iyi, cana yakın ve sevgi dolu mudurlar?
Şu sıralar hayatınızda tuttuğunuz kimseleri bir düşünün…
Bu kişiler yaşam senaryonuzu sürdürmenizi sağlıyorlar mı sağlamıyorlar mı?
Uzm. Psk. Manolya Özek
Eklenme Tarihi : 15/02/13 19:21:54
Çoğu zaman fiziksel yapıdaki artış anlamına gelen ‘büyüme’ ile niteliksel özellikleri de içeren ‘gelişme’ birbirleri ile karıştırılan kavramlar olarak karşımıza…
Kaygı (anksiyete) bir olay ve durum karşısında yoğun bir korku ve panik duyma halidir. Bu kaygıyı tetikleyen faktör ortadan kalktığında…
Çocukların psikolojik ihtiyaçları en az fiziksel ve sosyal ihtiyaçlar kadar önem taşımaktadır. Ailelerin, çocukların ihtiyaçlarına cevap verme şekli çocukların da…
Yeryüzünde yaşayan tüm canlıların içsel dürtüleriyle ortaya çıkan fiziksel, sosyal, ve psikolojik gereksinimleri vardır. Bireylerin bedensel ve ruhsal olarak sağlıklı…
Ergenlik; çocukluk ile yetişkinlik arasında fiziksel, duygusal ve bilişsel olarak değişim gösteren, bir olgunlaşma ve geçiş dönemi olarak değerlendirilir. Ergenlik…
Onaylanmak, takdir görmek, fark edilmek, övülmek her yaş grubundan insanın ihtiyacıdır. Var olduğunun, yaşadığının, fark edildiğinin ve önemsendiğinin kanıtı niteliğindedir.…
Travma, yaşamda ani olarak gelişen, günlük rutini bozan, stres ve kaygı yaratan yaşantılar olarak tanımlanabilmektedir.
En sık görülen ruh sağlığı bozuklukları ise kaygı, öfke, davranış bozuklukları, otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi sorunlardır.
“ben kimseye hayır diyemiyorum, zorlanıyorum” cümlesini sıkça duymuşsunuzdur, hatta belki söyleyenlerden biri sizsinizdir. Aslında “hayır” kelimesi her bireyin çocukluğunda söylemeyi…
İş stresi ve yoğunluğu, hayattaki sorumluluklarımız, kendi hayatımız veya sevdiklerimiz adına hissettiğimiz korku ve kaygılar bazen ağır gelebiliyor. İstemsizce ya…
Özellikle kişilik gelişiminde çok önemli bir zaman dilimi olarak nitelendirilen 0-6 yaş grubunda edinilen bilgiler tamamıyla ailenin yönlendirmesiyle kazanılır. Siz…
Ebeveynlik yeni bir bireye rehberlik etme, yeni bir dünya oluşturma ve şekillendirmede kılavuz olmaktır bir anlamda. Okula başlamak üzere olan…
Sonbahar bir geçiş mevsimidir ve her ne kadar parlak güneşe rastlasak bile her defasında ona eşlik eden soğuk bir rüzgar…
Kişiliğin temelini özgüven duygusu oluşturmaktadır. Özgüven duygusu, ailesel yaşantı içerisinde 0-6 yaş arasında kazanılır. Çocuk, yaklaşık bir yaşından itibaren bir…
Psikoterapi ruh sağlığına ilişkin sorunların, bir profesyonel ile konuşulması yoluyla çözümlenmesi girişimlerine verilen genel bir addır. Psikoterapi bir çok ruhsal…
Okul çocuklar için ilk sosyalleşme kurumu olmasına rağmen çoğu çocuk için korku unsuru olabiliyor. Okul fobisi çocuğun okula gitme konusunda…
Okulların açılmasıyla birlikte okula yeni başlayan çocuklar ve ebeveynleri kendilerini okulların kapısında göz yaşlarının yakınmalara karıştığı karmaşık ve zorlu bir…
İnternet bağımlılığı bir hastalıktır. Bağımlılık tanımına bakarsak; genel olarak bir kişinin, bağımlı olduğu nesneden uzak kalamaması ve bu nesneye ulaşamadığında…
Dikkat eksikliği dikkat süresinin ve yoğunluğunun yaşına göre olması gerekenden az olmasıdır. Dikkatin belirli bir noktaya toplanamaması, kolayca dağılması gibi…
Paylaşımcılık tamamen doğuştan gelen bir duygu değildir. Çocuklar paylaşma duygusunu sonradan kazanırlar. Paylaşma büyük ölçüde bir arada ve beraber yaşamanın…
Kişinin cinsel eylemde bulunma yetisinin yerinde olmasına rağmen cinselliğe karşı belirli bir istek azlığı ya da hiç olmaması durumudur. Kadınlarda…
Efsane olmuş ağızdan ağıza, kulaktan kulağa dolaşarak yayılan çoğu zaman kaynağı gerçek olmayan bir kavramdır mit. Toplum içerisinde yerleşik mitler…
Uyku bir bütün olarak değerlendirilmeli, gündüz uykusunun gece uykusunu etkilediği unutulmamalıdır. Bu yüzden, çocuklarınızı mümkün olduğunca okul öncesi eğitimden geldikten…
Cinsel sağlık, yaşı medeni durumu ya da cinsel tercihi ne olursa olsun, cinsellik insan hayatının önemli bir parçasıdır ve yaşam…
Evliliğin temelini karşılıklı iletişim ve fikir çatışmaları oluşturur. İçerisinde tartışmayı barındırmayan bir evlilik düşünmek, bunu hayal etmek ve bunu sağlamak…
Kardeş kıskançlığı, yeni bir kardeşin gelmesi ya da gelme düşüncesi, aileye yeni birinin katılması, çocuğun benliğine yönelik bir tehdit olarak…
Siz de çoğu ebeveyn gibi, çocuğunuzun telefonla, tabletle ya da bilgisayarla çok fazla zaman geçirdiğinden yakınıyorsanız, ufak tefek adımlarla durumu…
Fazla yemek yemek de, aç kalmak kadar vücudumuzun tepki vermesine sebep olan bir durumdur. Yemek yedikten sonra mide sindirim işlemine…
Duygulardan arınmış mekanik beden hareketleri. Kimsenin birbirine sorumlu olmadığı istersen dönüp arkanı uyuyabildiğin, istersen çekip gidebildiğin ilişki biçimi.
Anne baba tutumunun kalitesi çocuğunuzun gelişiminde kilit faktördür. Çocuklar günlük vakitlerinin çoğunu ailesiyle geçirir. Bu nedenle de ebeveyn tutumları çocukların…
Bebekler, doğuştan dil ve konuşma yeteneğiyle doğarlar; ancak yönlendirme çok önemlidir. Araştırmalar, çocuğun nasıl ve ne zaman konuşmayı öğrendiği konusunda,…
Kanser hastalığı ve ruhsal yapımız arasında, görünmeyen fakat oldukça kuvvetli bir bağ olduğu kanıtlanmıştır. Kanser tanısı alan bir hasta, ilk…
Çocuklar, hayata gözlerini açtıkları toplumun ve ailenin kurallarını anlamak isterler ve buna ihtiyaç duyarlar. Onlardan ne beklendiğini, diğer insanlarla birlikteyken…
Panik bozukluk; beklenmeyen bir anda ani ortaya çıkan, panik ataklar ile seyreden bir hastalıktır. Panik ataklar ise; panik bozuklukta yaşanılan…
Bağlanma kuramcılarına göre, insanın yetişkinlikte yaşadığı romantik ilişkilerin niteliği ve partnerinden beklentileri, kişinin küçüklüğünde annesiyle kurduğu bağlanma stili ile belirlenir.
Her birey kendi yaş ve eğitim grubundaki bireylerle, kendi kapasitesine göre kıyaslanmaktadır. Elimizdeki çalışmaların da ışığında artık hangi hastalıklarda beynin…
Çalışan annelerin çocuklarına karşı olan, "Acaba ona yeterince vakit ayırabiliyor muyum?" vicdani sorgusu zihinlerini meşgul eden en önemli sorudur. Önemli…
Etrafınızda şimdiki aklım keşke gençken olsaydı diyen olgun insanlar vardır mutlaka. Çok sık karşılaşırız bu sözle. Geçmişteki hatalarını telafi etmek…
Dikkatinizi çekiyordur mutlaka sürekli mutsuz olduğundan, hayatının istediği gibi gitmediğinden, insanların ona hiçbir zaman hak ettiklerini vermediğinden yakınan insanlar. Sürekli…
Gençlik döneminin ergen için sorunlu bir dönem olduğu ve bu dönemde ergenin toplumla ve ailesiyle çeşitli çatışma ve problemler yaşadığı…
Çocuklar ölüm kavramını ilk ne zaman tam anlamıyla kavrıyorlar? İlk araştırmalar (1940’larda) ölüm kavramının yetişkin düzeyine ulaşmadan iki ön evreden…
Cinsellik yaşamın bir parçasıdır. Yok saymak mümkün değildir. Böyle olunca, çocukların yaşamında cinsellikle ilgili soruların doğru zamanda ve doğru bir…
Mutlu olmak için ilk yapmamız gereken, başkalarından beklentilerimizi bir kenara bırakmak ve bu duygu durumundan kurtulmaktır. Çünkü onlar mutluluğumuzu bizim…
Ergenlerde kendine zarar verme davranışlarının başında ''Kesme Davranışı'' geliyor. En sıklıkla kullanılan ve belirli periyotlarda tekrarlayıcı olduğunu gözlemlediğimiz bir davranıştır.…
Kaç yaşında olursa olsun her öğrenci, yıl boyunca yaz tatilini bekler ve tatilini gönlünce geçirmek ister. Tatiller, dinlenmek ve yenilenmek…
Çocuklara yaz tatillerini nasıl geçirmek istedikleri sorulduğunda çoğu çocuk, “ Hiçbir şey yapmadan, uyuyarak, televizyon izleyerek, bilgisayarda oyunlar oynayarak ve…
Öfke normal ve sağlıklı bir duygudur ve her insan öfke duygusunu yaşar. Öfke kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüşmediği sürece…
Bu bozukluğun en öne çıkan özellikleri, kişiler arası ilişkilerde, kimlik duygusunda ve duygulanımda tutarsızlıklar ile dürtüleri kontrol etmekte zorluk çekmedir.…
Günümüz Türkiyesinde 37 milyon kutu antidepresan ilaç kullanılıyor ve bunların temelinde genelde ‘depresyon’ çıkıyor. Türkiye’de antidepresan kullanım oranının son beş…
Mastürbasyon ergenlik döneminde özellikle erkek çocukta en yaygın olan cinsel etkinliktir. Mastürbasyonun nedeni, en basit şekliyle tamamen fiziksel olan cinsel…
Stres altındayken insan içgüdüsel olarak iki tepki vermektedir. Ya kaçacak ya savaşacak… Bedenimizin bütününü korumak adına beynimiz bu komutu verir.…
Evlilik insan yaşamının kalitesine dair bir barometre gibidir. Yaşamınızın kalitesi evliliğinize bakarak anlaşılabilir. Ve bu paralelde iyi bir evlilik kişinin…
Bazı çocuklar okula başlamadan önce çok istekli olsalar da okul zamanı geldiğinde bu istekleri kalmaz;okulda ilk gün korkusu yaşar ve…
Alt ıslatma iki şekilde görülmektedir. “Birincil Enuresis” ve İkincil Enüresis diye adlandırılmaktadır. Birincil enuresis yani “Birincil alt ıslatma” kas kontrolünün…
Her oyun farklı gelişim alanlarına destekte bulunmaktadır. Hal böyle olunca, oyuncak seçerken çocuğun bulunduğu gelişim alanı dikkate alınarak seçim yapılmalıdır.…
Evlilik ve boşanma araştırmalarının duayenleri Dr. John ve Julie Gottman 3.000’ den fazla çiftle çalışarak kadın erkek ilişkilerini nelerin bitirdiğini…
Çocukların öğrenme gereksinimlerini karşılarken en önemli husus çocuğun kendisidir. Çocuğa öğretilecek hiçbir şey çocuğun kendisinden önemli olamaz. Çocuğun öncelikle duygusal…
Bu bozukluğun en öne çıkan özelliği, düzenlilik, mükemmeliyetçilik, zihinsel ve kişiler arası ilişkilerde kontrollü olma gereksinimidir. Bundan dolayı esnek olamazlar…
Mutluluk, eşlerin birbirine karşılıklı saygısıyla var olabilir. Evliliğinizi eşinizle karşılıklı bir mücadele ortamına dönüştürmeyin. ’Ben’ yerine ’biz’ düşüncesini yerleştirin. Mutluluğunuz…
Akran Zorbalığını tanımlayacak olursak eğer bir ya da birden fazla çocuğun özellikle kendinden güçsüz çocukları kasten ve sürekli rahatsız etmesi…
Çocuk doğduğu andan itibaren çevresi ile kurduğu etkileşim sayesinde kendine ve dünyaya ilişkin bilgiler oluşturur. Psiko-sosyal gelişim kuramını ortaya koyan…
Okul çağındaki bireyin temel gelişimsel görevi başarı/beceriklilik duygusunu tatmaktır. Bireyin okul yaşantısında kazanması gereken akademik becerileri edinmesi, başarı/ beceriklilik duygusuna…
Artık günlük yaşamımızda sıkça duymaya başladığımız “farkındalık” terimi ne anlama geliyor? Yaşıyorsak zaten farkında olmamız gerekmiyor mu? Aklımız, zihnimiz yerinde.…
Evliliğin ilk zamanları ve balayı geçtikten sonra sorunlar çıkmaya başlıyor. İşte para, arkadaşlar, programlar konusunda çiftlerin düşmemeleri gereken hatalar...
Günümüz koşullarında çocuk yetiştirmenin çok da kolay olmadığı, hatta epey zorlaştığı söylenebilir. Aile büyükleriyle birlikte oturma devri çoktan kapandı ve…
"Öfke ile beraber akıl da uçar gider" demiş E. Lessing. Öfkenizi ister dışa dönük yaşayın, isterseniz içinize atın sonuçta ya…
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), DSM-IV-TR(Amerikan Psikiyatri Birliği: Psikiyatride Hastalıkların Tanımlanması Ve Sınıflandırılması El Kitabı, Yeniden Gözden Geçirilmiş Dördüncü Baskı)’deAnksiyete Bozuklukları…
Pek çok anne, çocuğunun gerektiği gibi beslenemediğini düşünür. Bunların bir kısmı, sadece kuruntudan ibaret olmakla birlikte; bir kısmının da gerçeklik…
Yeni bir eğitim-öğretim yılının 1.dönemini tamamlamış bulunmaktayız. Birinci dönem karnesi çocuğun başarını temsil eden bir sonuç değil; sizlere ve çocuğunuza…
Sevgili öğrenciler; yeni bir eğitim-öğretim yılının 1.dönemini tamamlamış bulunmaktayız. Sizlere önerimiz hem tatil sürecinde iyi dinlemeniz hem de kendinizi tarafsız…
Sevgili anne ve babalar 2015-2016 Eğitim-öğretim yılının ilk dönemini çocuğunuz ile birlikte bitirmiş bulunmaktasınız. Evet, belki de bu ilk dönem…
Geçtiğimiz ay Lütfi Kırdar 'da düzenlenen Anne-Çocuk fuarına katıldım bir dostumuzun standında. Benim için çok heyecan verici bir katılımdı zira…
İnsanları şöyle bir gözlemlediğimde, ya da bana gelen danışanlarımın paylaşımlar sırasında aktardıklarından çıkardığım sonuç şu ki; biz insanlar zamanımızı nasıl…
Fobik bozuklukların temel özelliği, kaygı bozukluklarında serbest olan kaygının bir duruma veya kişiye bağlanmasıdır.
Stres, organizmanın bedensel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi ve zorlanmasıyla ortaya çıkan bir gerginlik durumudur. Tehlike ile karşılaşınca canlı kendini…
Alt ıslatma (enürezis) istemsiz ve uygunsuz idrar kaçırma olarak tanımlanır. Gece olduğunda “nokturnal enürezis”, gündüz olduğnda “dı̇ürnal enüresı̇z” adını alır.…
Çocukta bu belirtilerden bir tanesi olabileceği gibi, iki tanesi veya üç tanesi de olabiliyor. Çocuk okuyamıyor ancak yazıyor, yazıyor ancak…
İnsan; tarih boyunca hakkında yargılamalar ve tanımlamalar yapılan, tüm felsefi akımlar, ideolojiler ve hatta sanat anlayışları tarafından bir kalıba sokulmaya…
Amerikalı Psikoterapist Richard Earskine, bir grup psikoterapist ile birlikte danışanların terapide en çok dile getirdikleri ihtiyaçları incelediklerini ve bu ihtiyaçları…
2011-2012 eğitim öğretim yılı içinde ilk kez ülkemizde uygulanan 4+4+4 sistemi, 66 ayı dolduran çocukların birinci sınıf olmasını zorunlu kıldı.…
Obsesif kompulsif bozukluk(OKB) DSM-IV-TR(Amerikan Psikiyatri Birliği: Psikiyatride Hastalıkların Tanımlanması Yeniden Gözden Geçirilmiş Dördüncü Baskı)’de Anksiyete Bozuklukları başlığı altında ele alınan…
Başlıca özelliği ergenlik ve ergenlik sonrasında başlar, değişik durumlarda ortaya çıkar. Üstünlük duygusu beğenilme gereksinimi ve empati (Başkalarının isteklerini, duygularını,…
Erkekte sertleşememe sorunu, sürekli olarak veya yineleyici bir biçimde, yeterli sertleşme sağlayamama veya cinsel ilişki bitene kadar sertleşmeyi sürdürememe durumuna…