Panik bozukluğu olan hastalarda kendiliğinden ve beklenmedik şekilde “Panik Atağı” ortaya çıkar. Panik atağı, yarım saat ila bir saat süreli bedensel ve yoğun bir kaygı-bunaltı nöbetidir.
Panik atakta en önemli belirti kontrolünü kaybetme, aklını kaybedecekmiş hissi veya ölüm korkusudur. Panik atağının temelinde ölüm korkusu yer almaktadır. Kişi kaygı karşısında kalp çarpıntısı, terleme, nefes darlığı yaşayabilmekte, bedende ortaya çıkan belirtilere odaklandıkça ölüm korkusu daha da tetiklenmektedir.
Panik atak bir kez yaşandıysa kişi sonrasında panik atağı yaşayacağım korkusu ile evden çıkmamaya, kalabalıklara girmemeye başlayabilir. Sosyal ortamlardan, panik atağının daha önce gerçekleştiği benzer durum ve mekanlardan uzak durma eğilimi gösterebilir. Panik atağı geçiren kişilerde en sık rastlanan duygu, panik atağı nöbetini yeniden yaşama endişesidir.
Panik atağı geçiren bir kişinin bedensel ve duygusal belirtileri nelerdir?
Panik atağı sırasında kişinin bilinç durumu kapanmaz veya bozulmaz. Algıları değişkenlik gösterse de her şeyin farkındadır, görür, duyar ve hissedebilir.
Panik atağı geçiren kişilerde bir takım bedensel yakınmalar ortaya çıkar. Bu bedensel yakınmalar;
Koşma, duygusal travma, alkol gibi her hangi bir durum panik atağı tetikleyebilir.
Ayrıca, kalp ve damar hastalıkları ile hormonel ve sinir sistemi hastalıkları yaşamış, yaşamakta olan kişilerde panik atağı ortaya çıkma oranı oldukça yüksektir.
Panik Atağı geçiren kişilerde birdenbire ani bir korku hissi oluşur. Bu korku en çok kalp yada ruh hastası olmak, denetimi yitirmek, deliyormuş gibi hissetmek şeklinde ortaya çıkar. Bu duygulara bağlı olarak bir takım düşünceler de ortaya çıkar.
“Nefessiz kalıp öleceğim”, “Kalp krizi geçiriyorum”, “Kontrolümü yitiriyorum”, “Aklımı yitirmek üzereyim “, “ Tansiyonum çıktı, beyin kanaması geçireceğim” gibi düşüncelere odaklanabilir. Düşünce ve mantıkla ölüm korkusuna dayalı tasarılar üretirler ve durumların hatalı, eksik, çirkin taraflarına odaklanırlar.
Panik Atağı yaşayan kişiler, evde, sosyal yaşamın içinde ve özel hayatlarında gittikçe daralan bir çemberin içindeymiş gibi hissederler. Hareket alanları ve yapabileceklerini düşündükleri şeyler azalır, tercihli kısıtlamalar yaşarlar. Asıl kaçındıkları ise olmadık bir yerde ve zamanda atağı tekrar yaşamalarıdır.
Enerjilerini, ruhsal engeli çözmek , güçlükleri engelleri aşmak yerine tekrar benzer durumda kalmamak için harcadıklarından bu durum hatalarını ve negatif taraflarını öne çıkarır. Özgüven eksikliği yaşarlar.
Panik Atağın Görülme Sıklığı Nedir?
Panik atağı erkeklerde kadınlara oranla yarı yarıya daha az görülmektedir. Kaygı bozukluğu olan panik bozukluğun kadınlarda daha sık görülme sebepleri arasında kadınların toplumsal, kültürel ve ruhsal zorlantıları da yer almaktadır. Her yaşta panik bozukluğu ortaya çıkabilmekle birlikte 20 ila 30 yaşarı arasında daha sık rastlanmaktadır. Kişilerin yaşam içerisinde en az bir panik atağı geçirme sıklığı olarak bulunmuş ve şehirde yaşayan kişilerde daha sıklıkla rastlanmaktadır.
Panik atağı yaşayan kişilerin % 40-50’sinde aynı anda Depresyon, % 50-70’inde aynı anda agorafobi (yalnız kalmak, yalnız sokağa çıkmak, kalabalığa girmemek, uçak, asansör, otobüs, pasaj, tünel, köprü, tiyatro gibi yerlerden duyulan korku ), % 10-15’inde ise Sosyal fobiye rastlanmaktadır.